Bir yılı daha geride bırakıyor ve 2025’e adım atıyoruz. 2024 en çok ekonomi alanında zorladı. Yanı sıra güvenlikle ilgili sorunlar da ondan pek aşağı kalmadı. Yaşadığımız Tusaş terör eylemi, Güney Kore’de başlansa da meclis tarafından reddedilen ihtilal, İsrail’in Filistin ve Lübnan’a saldırılarının ardından yılı kapatmadan Suriye’de gerçekleşen Beşar Esad’ın devrilmesi ile 1971’den beri süregelen Esad Ailesi yönetiminin yıkılması hafızalardan silinecek görünmemekte. Fransa’da hükümet güvenoyu alamadı. Buna bu defa daha agresif davranıp, Üçüncü Dünya Savaşı’nın ateşini körüklemeye aday Donald Trump’ın ikinci kez ABD Başkanı seçilmesini de ekleyebiliriz. Yani artık değişimin başladığı bir yıla geldik.
2025 yılına Aslan burcunda başlayıp, Yengeç’te devam edecek ve 24 Şubat’a kadar sürecek olan Mars retrosuyla ve Pluto karşıtlığıyla giriyoruz. Enerjinin daha içe çalışacağı bu süreçte hamlelerin doğru ve biraz daha dikkatli yapılması gereken bir süreci anlatmakta. Birikmiş enerjinin dışavurumunda ego, tahakküm kurma, öfke yükselebilir. Girişimler bir kerede akıcı yürümeyebilir. Bazı şeyleri yeniden gözden geçirmemiz gerekebilir. Dünya genelinde tansiyonun arttığını, sosyopolitik olayları, eylemleri, savaşları, operasyonları görebiliriz. Kazalar, terör olayları, patlamalar, yangınlar, depremler, volkanik aktiviteler gözlemlenebilir. Mars, Pluto karşıtlığı 3 Ocak ve 27 Nisan’da kesinleşirken, bu tarihler civarı da gerginlik arttırıcı olabilir.
Yine 2025’e girerken Mars,- Pluto karşıtlığı, ülke haritamızın 2-8 aksına düşerken, ekonomik konulara, piyasalara, borçluluğumuza vurgu yapmakta. Sonrası 1.evimize de geri dönecek olan Mars iç işlerimizle, halkımızla ilgili hareketliliği verebilir.

Yeniyıla girmeden önce İsrail ve ABD’nin Suriye’de Baas rejiminin sona erdirilmesi üzerindeki etkiyi yaşadık. İsrail haritasında Mars 9 ve 10.evlerinde çok daha aktif bir uluslararası ilişkiler ve hükümet tutumu vermekte. Bu tarzını Mars retrosu sonrası, bahar aylarında yine belirgin görebiliriz.
Yıla girmeden önce gerçekleşip, etkisini 2025’de de sürdürecek bir diğer görünüm de Jüpiter-Satürn karesi. İlkini 2024 Ağustos’unda yaşadığımız bu görünüm 25 Aralık’ta yeniden İkizler ve Balık burçlarında gerçekleşti. 15 Haziran 2025’de ise Koç ve Yengeç burçlarından yapacak. Bu görünüm yine dünya geneli ekonomik daralmayı, uluslararası ilişkilerde, ticarette, sağlıkta, eğitimde, hukukta, yasalarda, ulaşımda, havayollarında sorunları anlatmakta. Daha önce de bahsettiğim gibi Liberalizm-Muhafazakarlık, devlet, bürokrasi – hukuk, büyüme-daralma gerilimlerine dikkati çekmekte. Ülkemizde bu görünüm aynı zamanda uluslararası ilişkiler dengesine, anlaşmalara, müttefiklik kavramının sorgulanmasını gerektirebilecek durumlara, yine finansal konulara, yurtdışını, eğitimi, medyayı ilgilendiren gelişmelere, dış ticarete, geçici sığınmacılara, hükümete ve dünya genelinde görünürlüğümüze etki etmekte. Aynı zamanda tarım ve hayvancılığımız, sendikalar, ithalata dayalı mamule, hammaddeye ve ilaca erişim sorunları, vize, pasaport, kimlik konusunu da bu dönemde daha belirginleşebilir. Öncü burçlarda gerçekleşecek son kare ile birlikte de hareketlilik artacak görünmekte. Sınırlamaları, yeniden düzenlemeleri, iptalleri görebiliriz.
Transit Satürn, hükümeti, liderleri, üst düzey yöneticileri, ceo.ları da ilgilendiren 10.evimize girmek üzere düz hareketine başladı. 22 Ocak’ta bu alana geçerken düzenlemeleri, değişimleri de ülkemize daha belirgin getirecek görünmekte. Anayasa konusu yeniden gündemde yer tutarken, uluslararası ilişkiler, ekonomi, borçlarımızın durumları da dikkati çekebilir. Yöneticilerde değişiklikleri, geçici sığınmacıları ilgilendiren durumları görebiliriz. Üst mahkemeleri ilgilendiren kararları konuşabiliriz. 2025 İle başlayan bu değişime, düzenlemelere yönelik hareketliliğin 2026’da da devam edeceğini hatırlayalım.
2025’in önemli özelliklerinden birisi üç büyük gezegenin burç değiştirecek olması. Bunlardan biri halen Balık’ta olan Satürn’ün 25 Mayıs’ta Koç’a geçmesi. Burada düzene, sınırlamalara, sisteme yönelik enerjilerin tarzı daha aktif, mücadeleci şekle dönüşecek. Fakat bunu bir ön gösterim olarak almak durumunda kalacağız. Çünkü Satürn retrosuyla birlikte Balık burcuna geri dönecek. Ve asıl geçişi 14 Şubat 2026’da göreceğiz.
Burç değiştirecek bir diğer gezegen de Satürn ile karesi ile enerjisini bizlere hissettiren İkizler’den Yengeç burcuna geçecek olan Jüpiter olacak. Finansla, hukukla, yabancılarla, eğitimle, gıda, vatan, millet konularıyla ilgili bu gezegen şu anda ülke haritamızda 12.evimizde ve bizleri de yormakta. Yengeç hem Jüpiter’in iyicil yönlerini daha fazla çıkartmasına uygun olduğu bir burç hem de ülkemizin yükseleni. 2025 yazının ortasıyla birlikte halk olarak nispeten daha iyimser enerjilerle hareket etmemiz mümkün. Fakat aynı dönemde zorlayıcı açılarını ve büyütücü etkisini, Mars’ın da Temmuz ortasıyla birlikte topraklarımızı, güvenliğimizi, sınırlarımızda gerçekleşen olayların içeri taşınabilme olasılığını anlatan 4.evimize giriş yapacağını söylemeliyim. Yani gergin görünümleriyle sadece Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs ayları değil ki Mart ve Nisan’da gezegen toplanmalarıyla da dikkati çekmekte sonrası dönemler de olay açığa çıkartıcı etkilere sahip görünmekte..
2025 yılı içinde Uranüs de İkizler burcuna geçecek. Ve Kova burcunda transit etmekte olan Pluto ile destek şekilde iletişim, ulaşım, bilginin dağıtımı, mantık yapısı, ticari faaliyetlerin çok farklı dokunuşlarla, entelektüelliği ve bilimselliği yüksek biçimde karşımıza geldiğini görmeye başlayacağız. ‘Pluto Kova Transiti’ yazımda da belirttiğim gibi evrendeki farklı türden karşılaşmaların yanı sıra uçan arabaları da trafikte görebiliriz. Buna karşın Uranüs’ün bu transiti ülkemiz açısından 12.evimizden geçeceği için şartların kontrolünü beklenmedik zamanda beklenmedik şekilde zorlaştıracak şekilde çalışabilir. Ancak ülke olarak bunu ar-ge faaliyetlerine yönelik kullandığımız taktirde, sıradışı işlere imza atmamız mümkündür. Uranüs’ün Koç’a geçişi, düğümlerin burç değiştirmesi AB’nin hedeflerinde, üst yönetiminde daha farklı dokunuşları, bazı zayıflatıcı durumları hatta kopuşları getirebilir. Savunma sanayilerini güçlendirmek, müttefiklikler kurma yolunda adım atmak isteyebilirler.
Bir diğer burç değiştirecek gezegen de Neptün. Satürn’ün öncesinde 30 Mart’ta o da Koç burcuna geçecek. Arada yine retro Balık burcuna dönse de 26 Ocak 2026’da 13 yıllığına kesintisiz Koç burcunda transit edecek. Hayalleri için savaşan, mücadele edenleri görürken, dürtüsel çıkışların yanılgıya sebep olabileceğini fark edeceğiz. Din, spritüalizm kaynaklı mücadeleleri, savaşları görebiliriz. Bu transit ile suları, denizleri, kimyevi maddeleri, petro kimya ürünlerini gündeme getirecek. Gelişmeler olabileceği gibi olumsuz olaylar da gündeme oturabilir. Deniz, su savaşları, ülkeler arası kıta sahanlığı sorunları ve 2019’dan beri ara ara dikkati çekmeye çalıştığı su kıtlığı gündeme oturabilir. Hatırlarsanız sizlere ‘Su, silah olacak!’ demiştim. Artık tüm su kaynaklarının ülkelerin ve halklarının menfaatleri uğruna kendi öz politikalarıyla, akılcı yönetilmesi iyice önem kazanacak. Yani denizlerin, limanların, su kaynaklarının kullanımından, işletimine çok daha stratejik davranmak zorundayız. Ayrıca global elitlerin dünya nüfusunu azaltarak, yeni dünya ajandalarını uygulayabilmeleri kapsamında gerek Jüpiter-Satürn kareleri gerekse Neptün’ün Koç burcuna geçmesiyle birlikte yeni bir sağlık konusu, sıvı gündeme gelebilir.

Yine dünya siyaseti açısından baktığımızda Neptün ve Satürn, ABD’nin topraklarını ilgilendiren 4.evinden transit edecek. Neptün’ün Koç transitinin 2039’a kadar devam edeceğini hatırlatarak, bu geçişin eyaletlerin birlikteliğini zayıflatacağını, ayrılıkların yaşanacağını söyleyebiliriz. Söz ABD’den açılmışken, yeniden başkan seçilen Donald Trump ilk başkanlığına göre daha baskın bir politika izleyebilir. Bu da uluslararası ilişkiler dengesini zorlayarak, 3. Dünya Savaşı’na giden yolun taşlarını döşeyebilir.
Ve son değişimin de 12 Ocak’ta Ay düğümlerinin Başak ve Balık burçlarına geçmesi ile yaşanacak. Tutulmalar 2024 yılında aks değiştirmeye başlamıştı. Böylece şartları çok fazla detaylandırmak, mükemmeli aramak yerine tabii ki kurban durumuna düşmeden, yön kaybı yaşamadan, daha kabullenici, fedakar tarafta kalmak avantaj sağlayacak. GAD halen 4.evimizden geçmekte ve topraklarımızı, güvenliğimizi, her türlü zenginliğimizi, kaynaklarımızı ve tarımımızı ilgilendiren konularda zaman zaman sıkıntılar yaşamaktayız. Başak enerjisiyle birlikte bu problemli durumları eğitim, iletişim, ulaşım ve ticaretin yanı sıra komşularımızla da yaşayabiliriz. Dolayısıyla güvenlik konusunun önemi bir kez daha vurgulanmakta. 2025 yılında iki Güneş iki de Ay tutulması gerçekleşecek. Ay tutulmalarının ikisi de bölgemizi kapsamakta. Fakat bunlardan 14 Mart’taki Başak tutulmasının başlaması sabah erken saatlere düştüğünden, görülmesi zor olabilir. 7 Eylül’de gerçekleşecek olan tutulma ise ülkemizin MC IC sine denk düşmekte. Yani bu tutulma hem siyasi arenada değişimi anlatırken hem de yine sınırlarımıza, dolayısıyla güvenliğimize dikkati çekmekte. Siyasi arenadaki değişime yönelik seçim 2025 içinde konuşulsa da 2026’yı bekleriz.
Görüldüğü üzere kitleleri etkileyen büyük gezegenlerin ve beraberinde düğümlerin enerji tarzlarının yıl içindeki değişimi, 2025’i bitmese de değişimin başladığı yıl olarak tarih sayfalarına, hafızalara kazıyacak durmakta.
Özellikle Mars retro olsa da dünya genelinde huzursuz edici, tansiyon yükseltici enerjilerin hakim olacağı yıl genelinde, ülkelerin güç mücadelelerine girmiş yöneticilerinin diyemesem de halklarının daha sağduyulu davranabilmelerini ve Pluto Kova geçişinin de etkisiyle uyanarak, daha hümanist tarafta kalmalarını dilerim.
Azade Öksoy
Not: Görsellerin kaynağı BBC’dir.